Kemaliye Evlerinin Özellikleri
Kemaliye evleri, “Hımış” yapım tekniğindeki konut mimarisinin Doğu Anadolu eşiğindeki sınırında yer almaktadır. Bu yapım yönetimin özellikleri doğrultusunda ana kat düzeyine kadar ahşap hatıllı moloz taş,ana kat ve kaçak katı ise kerpiç dolgulu ahşap karkas olarak inşa edilmiştir. Benimsenen bu yapım yönetemine bağlı olarak da kullanılan gereçler taş, ahşap ve kerpiçtir.
Yapım yönetiminin seçiminde yerel yapı gereçlerinin yönlendiriciliği göz önüne alınarak, Kemaliye evlerinin bütünüyle taş yapılar olarak da karşımıza çıkması yadırganmayacak bir sonuç olabilirdi. Ancak, yerleşme çevresinin doğal gereci olan taşın yanısıra, evlerin yapıldığı dönemde uzak olarak nitelendirilebilecek alanlardan özellikle Refahiye ve Kemah`tan ahşabın getirilerek, yapımda yoğun bir biçimde kullanılmasında Fırat su yolu ana etken olarak gösterilebilir. Refahiye ormanlarından elde edilen 6.50-7.00 m. uzunluğundaki çam ve ceviz tomrukları Kemah`ta sallar haline getirilerek Fırat Nehri`ne bırakıldığı ve suyun akış yönü doğrultusunda Kemaliye`ye ulaştığı, keresteye çevirme işleminin ise ilçedeki marangozhanelerde yapıldığı yapı ustaları tarafından söylenmektedir. Ahşabın evlerde yoğun biçimde, hatta İstanbul dışında, hımış sisteminde yapılmış evlerde örneğini bilmediğimiz cephe kaplaması olarak kullanımını kanımızca yalnız sağlanabilme olanağı ile değil, halkın sosyal ve ekonomik düzeyi ile açıklamak zorunluluğu vardır. Evlerin yapım yıllarında İstanbul ile doğrudan ve süreklilik içeren ilişkilerin öncelikle ahşabın cephe kaplaması olarak seçilmesini etkilediğini, önemli bir sonuç olarak ortaya koymak gerekir. Diğer yandan V.Cuinet`in “ülke için bu rakam oldukça büyük bir miktardır” vurgulamasıyla verdiği 3000-5000 lira ev değeri, halkın ekonomik gücünün göstergesi olarak da bir sonuç niteliği taşımaktadır.
Arazinin çok eğimli yapısı, yapılanma zorluğunun yanı sıra inşaat sürecindeki bazı güçlükleri de birlikte getirmiş olmalıdır. Bu bağlamda, taş duvar yapım yönteminin niteliği; yapının sağlamlığı ve arazi ile uyum açısından çok önemli olmuştur. Geleneksel Türk evindeki zemin katlarda taş duvar uygulama ilkesi, yukarıda sözü edilen zorunluluklara bağlı olarak Kemaliye evlerinde ana kat ve giderek dam düzeyine kadar yükselebilmekte, buna karşılık alt katın ön cephe yüzeylerinin de taş duvar yerine ahşap karkas olduğu örnekle ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle, özellikle yan cephelerde, işlevsel gerekliliğine göre inşa edilmiş taş duvar yüzeyleri ile ahşap karkas duvar yüzeyleri kesin düşey ve yatay sınırlarla ayrılmayan organik bir ilişki düzeni içindedirler.
Yapıldığı dönemde yaşam, hizmet ve üretim mekânı olan Kemaliye evlerinin tasarım programım yönlendiren; sosyo-kültürel ve ekonomik konumunun belirlediği ilişkiler düzeni içinde, ailenin günlük yaşantısında tekrarladığı eylemler bütünü olmuştur.
Eğimli arazinin güç ve sınırlı yapılanma koşullan doğrultusunda, iki veya daha fazla katlar halinde/düşeyde gelişen evlerde; yapının eğim ile ilişkisine ve manzaraya yönlenmesine koşut olarak tek cephenin egemenliği söz konusudur. Genellikle ön cephe olarak tasarlanan bu cephenin simetriği olan arka cephe ise oturma birimlerinin yerleşimi için pek uygun olmayan bir konumdadır. Bu nedenle her kat planında, genellikle ön kesimde oturma birimleri, arka kesimde ise servis mekânları yer alır. Bunun yanı sıra arazinin eğimi, evlerin kaçak katı dışında her düzeyinin dış çevre ile doğrudan ilişkisini sağlamıştır. Aynı zamanda katların bağımsızlığını da olanaklı kılan bu durum, servis ve yaşama birimlerinin katlara birlikte dağılımını yönlendirici diğer bir etken olarak değerlendirilebilir.
Kemaliye evlerinin oturma birimleri arasında yer alan “Selamlık Odaları” işlevleri açısından ayrıca özellikler taşıyan mekânlardır. Bu mekânların; yapı bütünü içinde diğer mekânlarla birlikte örgütlenmesine karşın, kullanım olarak yalıtılma çabasının, işlevsel farklılaşmasına bağlanabileceği konusu bazı varsayımlarla açıklanabilir. Daha önce de değinildiği gibi ailenin genç erkeklerinin çoğunlukla kent merkezlerinde çalışmasıyla yaşamlarını, çevre dedikodularından uzak, evin içinde sürdürmeye özen gösteren hane kadınları için önemi artan mahremiyet olgusunun, selamlık oluşumunu zorunlu kıldığı düşünülebilir. Eve gelen erkek konuklar iç yaşama katılmadan ancak bu mekânlarda rahatça ağırlanabilirler.
Kemaliye evlerinde özelleşmiş mekanlar arasında, bir diğer oturma biri mi de “Divanhane” olup; manzara seyir yeri olarak belirgin bir işlev yüklenmiştir.
Kemaliye evlerinde, kış mevsimi kullanımı için örgütlenmiş “Kış Odası” boyut ve donanım öğeleri ile diğer odalardan farklı özellikler gösterir. Ailenin kullanımına yönelik kış odaları l mağ genişlik içeren ve kareye yaklaşan boyutları ile oldukça küçük olup, genellikle taş duvarlı alt katlarda yer alırlar. Ayrıca ana katta konumlan- dırılan evlerde de dış duvarlarının taş olmasına özen gösterilmiş, bu nedenle de planın arka kesiminde oluşturulmuşlardır. Dış duvarlar üzerindeki pencere sayısı ve boyutu, soğuğu geçirme kaygısıyla en aza indirgenmiştir. Bu odanın işlevim belirleyen bir başka özellik de, seki altının seki üstüne doğru ilerleyerek mekânın ortasında kış aylanda ısınmayı sağlayan `Tandır Kürsüsü”nün yerleştirilmesi için gerekli zeminin hazırlanmasıdır.
Geleneksel Türk evinde odaların işlevsel açıdan farklılaşmadığı araş tıncılarca benimsenen bir görüştür. Odanın, günlük yaşamın gerektirdiği olağan eylemlere cevap verebilecek donanımı veri olarak kabul edildiğinde bu görüş doğrulanmaktadır. Bunun yanı sıra odalar, evlerin ve giderek yerleşmenin sosyokültürel ve sosyo-ekonomik yapısının belirlediği eylemler doğrultusunda da işlevsel ve biçimsel farklılık gösterebilmektedir. Bu bağlamda Kemaliye evlerinde farklı işleve göre özelleşmiş oturma birimi “Selamlık Odası” olarak karşımıza çıkmaktadır.
Selamlık odası, işlevsel kesinlik içeren bir kavram gibi görünmekle birlikte, ev halkının günlük olağan yaşamı dışındaki sosyal ilişkileri doğrultusunda biçimlenmiş her mekân birden fazla olsa da böyle adlandırılmıştır. Selamlık odasının; plan düzeninden kaynaklanan bir tanıma oturtulmasından önce kullanım biçimi, mekânsal örgütlenmedeki yeri ve diğer mekânlarla olan işlevsel ve biçimsel ilişkisi açısından çözümlenmesi gerekmektedir.
Diğer mekânlar gibi yapı bütünü içinde yer almasına karşın, evin iç yaşamından belli öğelerle ayrılmış olan “Selamlık”; zaman zaman baş oda, kış odası işlevini de üstlenebilmektedir.
Kiler, soğukluk ve mağazalar: Kemaliye evlerinde depolama işlevine yönelik çeşitli mekanlara yapı bütünü içinde olmak koşuluyla yer verilmiştir. Meyve, sebze, tahıl, yağ, peynir, kavurma ve uzun süreli tüketim için hazırlanan yufka ekmeklerinin bozulmadan saklanmasını sağlayacak uygun sıcaklık ve havalandırma koşullarına sahip farklı mekânları oluşturulabilmesi için, kat alanlarının genellikle odaların konumlandığı ön kesim dışındaki bölümleri depolarla donatılmıştır. Kilerler dışındaki “Soğukluk” veya “Mağaza” adı verilen bölümler; en alt katın arka kesiminde yer alan veya daha aşağıya gömülen soğuk hava depolandır. Ayrıca ilçeye özgü bir uygulama ise, bu soğuk ortamın; mekânın tabanından sürekli su göçmesi sağlanarak elde edilmesidir.
Dam (Yetme): Kemaliye evlerinde ana katın üstü eğimli bir çatı ile örtülmeyerek, kapalı ve açık mekânların örgütlenmesi sağlanmıştır: Yazlık yaşama ya da daha işlevsel bir yaklaşımla damdaki üretim eylemleri sırasında oturma ve kiler birimlerini içeren kapalı bölüm/”Kaçak”ın yanı sıra, yapı alanının yarısından daha büyük bir bölümü “Yetme” adıyla açık mekân olarak düzenlenmiştir. Yetme yalnızca bir örtü öğesi değil, yaz boyunca meyve ve sebze kurutmaya yönelik işlemlerin sürdürüldüğü işlevsel bir mekândır. Özgün durumuyla günümüze hiç örneği kalmamasına karşın, kaçağın üstünün de önceleri seyyar merdivenle ulaşılan bir açık servis mekânı olduğu söylenmektedir.
Ahır ve Samanlık (Merek): Hayvancılığın bir üretim biçimi olarak benimsenmediği Kemaliye evlerinde, ailelerin kendi tüketimleri için besledikleri inek, keçi, tavuk vb. veya gücünden yararlandıkları eşek, at, katır gibi hayvanların barınmalarına yönelik ahır ve samanlık (merek) birimleri yapının arazideki konumuna bağlı olarak tasarlanmıştır. İki kattan daha fazla yapılanma olanağı bulunan evlerin en alt katında bağımsız veya depo ve odunluk mekânları ile birlikte, iki katlı evlerde ise ya alt katın bir bölümü ya da yapıya bitişik ayrı bir mekânda çözümlenmişlerdir
Kapıdaki haremlik: 100-150 yıllık Kemaliye evleri, eğimli arazinin güç koşullarında, iki veya daha fazla katlar halinde inşa edilmiş. Eğimli arazi, evlerin her düzeyinin dış çevre ile doğrudan ilişkisini sağlıyor. Kemaliye evleri, geleneksel Türk evinin iç sofalı plan tipi olarak nitelendiriliyor. Evlerin kapıları da en az evler kadar ünlü. Gelenin kadın mı erkek mi olduğunu haber veren kalın ve ince sesli tokmaklar, bölgenin geleneklerine uygun olarak şekillenmiş.